X
İsrail’in siber saldırılarının ardından Nasrallah’tan ilk açıklama: Büyük bir darbe aldık, bu saldırı karşılıksız kalmayacak
0 okunma

İsrail’in siber saldırılarının ardından Nasrallah’tan ilk açıklama: Büyük bir darbe aldık, bu saldırı karşılıksız kalmayacak

ABONE OL
Eylül 19, 2024 16:00
İsrail’in siber saldırılarının ardından Nasrallah’tan ilk açıklama: Büyük bir darbe aldık, bu saldırı karşılıksız kalmayacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İsrail ordusu, Lübnan’da Hizbullah hedeflerini iki gündür alışılmadık yöntemlerle vurdu. Hizbullah üyelerinin davet cihazlarına ve el telsizlerine düzenlenen siber saldırılarda gerçekleşen patlamalarda 37 şahıs öldü, yaklaşık 3500 şahıs yaralandı.SALDIRILAR SONRASI NASRALLAH İLK KEZ KONUŞTUSaldırıların ardından Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ilk kere kameralar karşısına geçti. Nasrallah şunları söyledi: “Allah’ın şu sözüyle başlamak istiyorum; ‘eğer siz yara aldıysanız onlar da yaralandılar’. Bunlar Allah’ın takdiridir. Allah sizlerden şehit ister ve Allah zalimleri sevmez. Allah diyor ki, ‘Siz keder çekiyorsanız, onlar da keder çekiyorlar’. Bu iki günde gördüğümüz durumla ilgili konudan bahsedeceğim. Yaşadığımız hadise karşısında ne yapacağız? Siyasi olarak nasıl bir tutum sergileyeceğiz. Öncelikli olarak şehitlerin aileleri var. İster patlamalardan ötürü şehit olanlar veya güneyde cephede şehit olanlar. Onlara başsağlığı diliyorum. Aynı zamanda tebriklerimi sunuyorum.”LÜBNAN TARİHİNDE EN BÜYÜK KAN BAĞIŞI YAPILDI” Lübnan’da yaralı sayısı çoktu ve hastaneler hazırlıklı değildi, onun için bazı gecikmeler de oldu. Ama kusurlu değillerdi, yaralı sayısı çoktu hastanelerde. Bu iki günde gördük ki fazla özel ehemmiyet verdiler yaralılarla, ilgilendiler. Teşekkür ediyorum kan bağışında bulunanlara. Salı günü Lübnan tarihinde en aka kan bağışı yapıldı. Yaralılara nakleden herkese teşekkür ediyorum. Gördüğünüz gibi ellerindeki tüm araçları kullanarak, omuzlarda, araçlarda, motosikletlerde taşıdılar. Organ bağışı yapmak isteyenlere ayrıca teşekkür ediyorum.”İSRAİL KIRMIZI ÇİZGİLERİ AŞTI”Salı günü hasım İsrail binlerce davet cihazını hedef aldı ve eşzamanlı olarak patlattı. Düşman bu operasyonda tüm ilkeleri çiğnedi, kırmızı çizgileri aştı. Hiçbir şeyi umursamıyorlar. Ne ahlaki ne insani ne de yasal olarak. Patlamaların bazıları hastanelerde oldu. Çağrı cihazı taşıyanların bazıları hastanelerde, eczanelerde çalışıyordu. Çarşı, mağaza, evlerinde olanlar, araçlarında olanlar vardı. Ana yollarda ve birçok sivil, kadın, çocuklar da taşıyordu davet cihazlarını, sadece Hizbullah’ın savaşçıları değil.Sivillerin kullandığı cihazı hedef aldılar. Sadece bizde değil tüm dünyada kullanılan cihazlar. Hastaneler ve ticari firmalar kullanıyor. Çarşamba günü de kablosuz cihazları gene aynı şekilde telsizleri patlattılar. Ambulanslar ve hastanelerdeki telsizleri patlattılar. Bu düşmanlığın sonunda onlarca şehit verdik. Kadın, çocuk ve siviller var. Binlerce insan yaralandı.”4 BİN KİŞİYİ 1 DAKİKADA ÖLDÜRMEK İSTEDİLER”Gerçek sayılar zamanla ortaya çıkacak. Yaralananların birçoğu hastaneye girip çıktılar, belki de yaralı bile sayılmadılar. Gerçek sayılar sonradan ortaya çıkacak. Düşman ne yapıyor? Düşmanın niyetine bakıyoruz. Çağrı cihazlarını hedef aldı farz edelim. 4 binden fazla cihaz vardı farz edelim. 4 bin cihaz Hizbullah’ın gençlerine, bacılarımıza, kardeşlerimize dağıtıldığını zannediyorlar. Bunlar 4 bin kişiyi 1 dakikada öldürmek istediler. Çarşamba günü telsizlerden bahsetmiyorum; sadece davet cihazlarından. Belki hastanede, eczanede, çarşıda bunlar hedef alındı, 4 bin kişi. Bu düşmanın niyetiydi. Bu işledikleri suçun seviyesini gösteriyor.İkinci günü binlerce insanı öldürmek istediler, telsiz cihazlarını taşıyan ve kullananlar. Binlerce demiyelim hadi bin kişiyi öldürmek, yüzlerce kişiyi yaralamak istiyorlardı. Bu iki günde 1 dakika içinde İsrailli düşmanlarımız en az 5 bin kişiyi öldürmek istedi. Hiçbir kurala uyulmadı. Hatta yaralansalar bile bir anarşi yaratacaklar, hastaneler bunları kaldıramayacak ve birçoğu ölecek. Hedefleri buydu.”SAVAŞ SUÇU BU, SAVAŞ İLANI”Bu yapılana ne isim verelim? Bu aka terör eylemine ne diyelim? Toplu soykırım. Biz salı günü ve çarşamba günü soykırımı diyoruz. Bu düşmanla yaptığınız savaşta bu kanser tümörü olan İsrail kurulduğundan beri, bölgemizde tam kötülük olan İsrail, Lübnan’a, halka, direnişe, egemenliğimize daimi saldırıyor. Savaş suçu bu, cenk ilanı. İstediğiniz ismi verebilirsiniz, bunlar adalet ediyor. Yüce Allah aka rahmetiyle ve keremi ve lütfuyla birçok insanımızın kurtulmasını sağladı. Birçok belayı bizden uzaklaştırdı. Bu yaralılardan birçoğu hafif yaralıydı, belki de şehitlerin sayısı kadar.Birçok cihaz kapalıydı ve hizmet dışıydı. Bazıları arkadaşlarımızdan uzaktı, bazıları dağıtılmamıştı bu. Düşmanın niyeti dediğim gibiydi. Yüce Allah kendi rahmetiyle ve şüphe yok ki yerde kalmış bir yaralımız olmadı. Bütün ambulanslar, Kızılhaç, Kızılay ve öbür sıhhat kurumları, insanlarımız aka gayret gösterdiler. Herkes işbirliği yaptı. Ordumuz, emniyet güçleri, hastaneleri. Onların bu hedefe ulaşmasını engelledi.”HEDEFLERİNE BÜYÜK ÖLÇÜDE ULAŞAMADILAR”Salı ve çarşamba günü 5 bin kişiyi öldürmek istiyorlardı. Allah’ın lütfu ve insani çalışmalar sayesinde. Halkımız gayret gösterdi. Hedeflerine aka ölçüde ulaşamadılar. Ne gerçekleşti nasıl gerçekleşti, ona bakalım. İçimizde birçok araştırma komiteleri, komsiyonları kurduk. Bütün senaryoları teknik olarak inceliyoruz.Bir sonuca ulaştık, hemen derhal kesin fakat biraz daha zaman istiyor sonucu kesinleştirmek için. Bu olayın sonucu nedir? İster bu cihazları bize satan firma Lübnan’a ulaştıran ve dağıtımına kadar. Üretenden elimize ulaşana kadar. Hepsine kısa sürede bakıp, kesin sonuç alacağız. O zaman bu olayın nasıl gerçekleştiği tam olarak belli olacak.”BÜYÜK BİR DARBE ALDIK”Teknik olarak nasıl bu hadise gerçekleştirdiler, hangi yoldan gerçekleştirdiler süratli bir şekilde inceliyoruz. Hiç şüphe yok ki gerçekleri görmemiz lazım. Biz aka bir emniyet darbesi, insani darbe aldık. Direnişin Lübnan’daki tarihinde eşi benzeri olmayan darbeydi bu. Lübnan’daki düşmandan hiçbir zaman böyle darbe almamıştık. İsrailli düşmanlarımızla yaptığımız savaşta bu tarz saldırıya uğramamıştık. Belki de dünya tarihinde bile bu tarzda bir saldırı olmamıştı.”DÜŞMANIMIZIN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ BİLİYORUZ”Biz aka bir darbe aldık evet. Ama bu savaşın doğası böyle. Çatışmanın doğasında bunlar var. Düşmanımızın teknik, teknolojik olarak üstünlüğünü biliyoruz. Sadece İsrail değil ki, ABD, Batı, NATO arkasında. En yeni teknolojiye, teknik güce sahip olanlar karşımızda duruyorlar. Bu çatışmaya girdiğimizde fedakârlıklar yapıyoruz, zafer yolunda daimi gayret harcıyoruz. Tarih boyunca bu savaşın etrafındaki olanlar biliyor ki, karşılıklı olarak bazen biz kazanıyoruz bazen hasım kazanıyor.”BU DARBE BİZİ YIKAMAYACAK”Bazen biz galip geliyoruz bazen onlar. Salı ve çarşamba kanlı ve ağır günlerdi bizim için. Büyük bir imtihandı bizim için. Allah’ın yardımıyla bu sınavı da başarıyla geçeceğiz. Bu darbe seni düşürmesin. Ne kadar güçlü olursa olsun, bu önemli. Size diyorum ki, Allah’a tevekkül ederek ve itimat içinde bu ağır, büyük, eşsiz darbe bizi asla yıkamayacak, düşüremeyecek. Bu tecrübeyle söylüyorum. Buradan bir ders alıp, daha güçlü olacağız. Daha sağlam duracağız. Gücümüz tüm ihtimallere karşı duruşumuz sağlam olacak.”İSRAİL’E BÜYÜK BASKI YAPAN CEPHE AÇTIK”Düşman sebep bu soykırımı yaptı? Düşmanın hedefini iyi tespit etmemiz lazım. Şunu hatırlatmamız gerekir ki, Aksa Tufanı’ndan fazla kısa bir süre sonra, ki birinci yıldönümüne geleceğiz. 8 Eylül’de. Ekim ayından itibaren Lübnan cephesi açtık. İsrail’e aka baskı yapan cephe açtık. Düşmanın yaptıkları bunun kanıtı zaten. Diyorlar ki, hiçbir faydası yok, yararı olmadı Lübnan cephesinin. İstedikleri kadar söylesinler. Düşmanın şu andaki liderleri, savunma bakanları, generalleri, ordu komutanları ve askeri güçlerin komutanları kuzey cephesini nasıl yorumluyorlar? Bu önemli.Ellerinde hiçbir veri ve bilgi olmayanların olayı değerlendirmesi bizim için önemli değil. Örneğin İsrail’in eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı, kuzeyde Lübnan cephesinde olanlar İsrail’in tarihteki ilk yenilgisidir diyor. Hizbullah, Lübnan’ın kuzeyinde stratejik zaferler kazanıyor diyor. Bunu hasım itiraf ediyor. Onlar istediği kadar İsrail’in içinde emniyet kuşağından bahsetsinler. 75 yıldır ilk kere kuzeyde emniyet kuşağının oluşturulması gerektiğini söylüyorlar. Turizm ve ziraat olarak ne kadar zarara uğradılar. Kayıplar verdiğini itiraf ediyorlar.Gazze’de bu kadar baskı altında olmalarına rağmen kuzeyden Gazze’ye hiç asker kaydırmadılar. Kuzeyde gerçekten bir cephe var. İsrail medyasında 2 gün önce bir kanal diyordu ki, birçok cephede düşmanla karşı karşıyayız ve şu anda deniz kuvvetlerimizin, deniz piyadelerimizin de devreye girmesi gerekiyor. Diyorlar ki, biz kuzeyi kaybettik artık bu 11 ay içinde.Netanyahu ve diğerleri mecbur kalıp kuzey cephesi buyurun gelin kurtarın diye açıkça ilan ediyorlar. Düşmana Lübnan üzerinden kuzeyden aka baskı oluşturduk. Yemen cephesinde fazla muazzam işler yapılıyor. Kızıldeniz’de ve Hint Okyanus’ta. Irak ve Lübnan cephesinin muazzam baskı yaptığı inkar edilemez. Filistin direnişinde hedefimize ulaşmak için her türlü desteği veriyoruz. Ama çatışmalar hala sürüyor bizimle siyonist hasım arasında. Geçtiğimiz senelerde yüzde 1’i bu operasyonlar yapılsaydı tarafımızdan cenk açarlardı. Şu lahza fazla ciddi çatışmalar oluyor ve cenk ilan edemediler. Lübnan ve Gazze cephesindeki işbirliğine bakalım şimdi…”EN KORKUNÇ SALDIRIYI BİZE YAPTILAR”11 aydır aynı havayı yaşıyoruz. Hepsi Lübnan devletine ve halkına baskı yapmak, direnişe baskı yapmak içindi. Özellikle psikolojik olarak bu cepheyi durdurmak için. Suikastlar yaptılar, komutanlarımızdan öldürülenler oldu. Binlerce evi yıktılar, ses duvarını yıktılar. Bu darbe de bu yolla geldi. Lübnan’daki bu direniş duruşunu hiç bozmuyor ve şu anda en korkunç saldırıyı bize yaptılar. Ama sivilleri öldürdüler. Sivil kurumları hedef aldılar.”İSRAİL’İN HEDEFİ DİRENİŞİ DURDURMAKTI”Bu işledikleri aka suç. Salı günkü operasyondan birkaç saat sonra birtakım resmi ve özel kanallara ve açıkça söyleyeyim; dediler ki bizim hedefimiz Gazze’ye desteği ve Lübnan cephesini durdurmak. Çarşamba günü daha fazlasını yaptılar. Hedef açık, ortada. Hedefleri şuydu; Lübnan Gazze’ye destek olmasın. Belki ön hazırlıktı belki de aka bir operasyon yapmak istiyorlardı. Şunu fazla iyi biliyoruz. Bize gelen mesajlar şöyleydi; dediler ki direnişi durdurun. İsrail’in hedefi buydu. Direniş dursun.Batılılar hemen Güvenlik Kurulu’nu toplayalım dedi. Gazze’nin direnişini bırakın, bunu bize telkin etmeye çalıştılar. Ne kadar fedakârlıklar yaptık ne kadar şehitler verdik. Çok kanlı çarpışmalar oldu bu 1 yıl içinde. Biz böyle bir şey yapamayız, hepsi boşa gitmiş olacaktı. Salı ve çarşamba günü bize vurulan darbeler iki cepheyi birbirinden ayırmak. Filistin ve Lübnan cephesini.”GAZZE’DEKİ SALDIRILAR DURMADAN BİZ DURMAYACAĞIZ”Cevabımız nedir? Şehit ailelerin, yaralıların adına. Gözlerini, ellerini kaybedenlerin adına. Sabreden ve dik duruş sergileyen herkesin adına… Görevlerini yerine getiren herkesin adına: Gazze’ye destek olan herkesin adına. Bu insafsızca ambargoya karşı duran herkesin adına. Netanyahu ve Gallant’a, hasım toplumuna diyorum ki; Lübnan cephesi Gazze’deki saldırılarınızı durdurmadan biz durmayacağız. 11 aydır aynısını söylüyoruz.Şehitler ve yaralılar verdik. Açıkça söylüyorum; ne olursa olsun sonucu, ihtimaller ne olursa olsun. Bölgede neler olursa olsun Lübnan’daki direniş asla durmayacak. Gazzeliler ve Filistinliler, Batı Şeria’daki kardeşlerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu bizim ilk tepkimizdir. Yaralılarımız var, vahşilikleriniz durmasa da hedefimizden vazgeçmeyeceğiz. 11 aydan beri yapmak istediklerinin karşısında duracağız.”İSRAİL’E KARŞI BOYUN EĞMEMİZİ İSTİYORLAR”Başka hedefleri de vardı. Çevreyi vurdular. Altyapıyı vurmak istediler. Patlamalar nerede oldu? Güneyde ve Beka Vadisi’nde oldu. Hizbullah ve gençlerinin olduğu bölgelerde oldu. Bu geniş patlamalardan sonra bu bölgeyi yormak istiyor; İsrail’e karşı boyun eğmemizi istiyor. Direniş ve direnişin liderliğinin ‘artık tamam yeter’ dememizi bekliyorlar. Biz görevimizi yerine getirdik artık duralım dedirtmek istiyorlar. Salı ve çarşamba yaptıkları bunu da imkansız kılıyor.. Hepiniz yüksek maneviyatı gördünüz. Yaralılarımız fazla sabırlı, yine cepheye ve savaşa dönmek istiyorlar.Bu önemli vazifeyi herkes devam ettirmek istiyor. Ben de düşmana diyorum; şehit aileleri, yaralıların aileleri duysun. O yaralılar yine cepheye dönmek istiyorlar. Kararlılar. Hakikaten onların sabırlarının, imanının karşısında eğiliyoruz. Hem dün hem evvelki gün şehitlerin cenazelerini gördünüz. Bütün şehirlerimizde şehitlerin cenazeleri aka katılımlarla oldu. Çok sloganlar atıldı. Lübnan olarak herkes yanımızda durdu. Bu katliamın ve soykırımın karşısında halkımız Lübnan’da daha fazla birbiriyle sırt sırta vererek destek oldu, birliğimiz çoğaldı. Bunlar direnişin temeline darbe vurmak istediler. Cihazlara, telsizlere saldırı düzenleyerek bizi felç etmek istediler, evet.”ALTYAPIMIZ ASLA BOZULMADI”Her halükârda elinden geldiği kadar liderlerden daha fazlasını öldürmek istiyorlardı. Direnişin düzenini bozmak, anarşi ve karmaşa çıkmasını istiyorlardı Hizbullah’ın safları arasında. Bu olmadı. Bir lahza dahi karmaşaya ruhsat vermedik. Düzenimiz asla bozulmadı. İlk andan itibaren hepimiz olaya hakimdik ve cephedekiler de tüm silahlarını amade ol hale getirdiler. Her halükârda, her ihtimal vardı, İsrail’in toplu cenk açma ihtimali vardı. Silahlarımızı çalıştırdık. Düzenimiz ve altyapımız asla bozulmadı.”HAZIRLIĞIMIZ ÇOK YÜKSEK AŞAMADA”Allah’a hamdolsun şehitlerin kanları sayesinde ve tüm önder ve komutanlar 1982’den bugüne kadar Hizbullah’ın hazırlığı, kudreti, gücü hiçbir şekilde bilin ki, bu tarzdan daha fazla sarsılmamıştık. Çok ciddi darbeydi, dostlarımız da dışarıda fazla endişelendi. Bilin ki, altyapımız fazla sağlam, güçlüyüz. Hazırlığımız fazla yüksek aşamada. Düşman bunu bilsin ki ne bizim altyapımıza, gücümüze, imanımıza ve liderliğimize asla ziyan veremedi. Hatta bizim gücümüz daha fazla artıyor, duruşumuz daha sağlamlaşıyor, bunu kesin olarak bilsinler.Gazze ile Lübnan’ı birbirinden uzaklaştırmak istediler ve asla yapamadılar. Altyapımızı asla bozamadılar. Bazıları diyor ‘tamam teknoloji mevcut fakat İsrailliler bu yaptıkları ile ne kadar aptal olduklarını gösterdiler. Direnişimize ne kadar aka katkısı olduğu bilinmesi lazım. Son haftalarda kuzeyle ilgili konuşmalar çoğaldı. Lübnan cephesiyle ilgili sohbetler çoğaldı. İsrail, güçlerimizi kuzeye kaydıralım diyor vesaire. Kimileri askeri olarak savaşın genişleyeceğinden bahsediyor. Geniş kapsamlı cenk açılabilir deniyor. Gelecek günler bu sözlerin gerçek olup olmadığını gösterecek. Kuzey cephesi dediklerinde bir hedefleri var. Biz diyoruz ki, hedeflerine ulaştırmada engelleyerek onları şaşırtalım. Direnişin manası budur, tarihimiz budur zaten.Düşman hükümeti ne ilan etti? Netanyahu ve Gallant ‘kuzeydeki kamu güvenli şekilde geri dönsünler’ dediler. Üç hedefleri vardı şu anda dördüncü hedefleri var, o da İsrail’in kuzeyindekiler geri dönsün. Bunu istiyorlar.”NETANYAHU SANA MEYDAN OKUYORUM”Peki ey Netanyahu sana diyorum? Bu hedefi gerçekleştirebildin mi? Sen, hükümetin ve orduna meydan okuyorum. Sizin meydan okumanıza karşı meydan okuyorum. Netanyahu ve Gallant’a hasım ordusuna diyorum ki, siz asla kuzeydeki halkınızı geriye döndüremeyeceksiniz. Kuzeyi bir daha asla işgal edemeyeceksiniz. Meydan okuyorum size buyrun.Tek bir yol var; geçen Ekim ayından bugüne kadar 1 yıla yakın söylüyorum, biricik bir yol var; o da Gazze’ye olan saldırılarınızı durdurmadığınız sürece kuzeye geri dönüşünüz olmayacak. Bunun dışında yol yok. Kapsamlı cenk bile açsanız, kuzeydeki vatandaşlarınız asla bir daha oraya dönemeyecek. Daha da kuzeyde olanların daha da tehcir ettireceğiz, daha da uzaklaştıracağız. Biz 11 aydır bunu gerçekleştirdik. İşgal ettiğiniz vatanın kuzeyinde artık vatandaşlarınız yaşamıyor. Bunu aleni söylemem lazım; bu kuzey bölgesinin komutanı olan ahmak ve aptal diyor ki; Lübnan toprakları içinde emniyet kuşağı istiyoruz diyor. Keşke Lübnan’a gelseler, bunu istiyoruz.”ONLAR BİZE GELİRSE HEDEFLERİMİZ YAKIN OLUR”Çünkü sınırda fazla sağlam siperler kurduk tankları bile ilerleyemez asla. 11 ay boyunca fazla güzel nakil ve intikaller yaptık. Gece gündüz onlar fazla gayret harcamaları lazım. Biz onların topraklarına girsek hedeflerimize uzaklaşırız, onlar bize gelirse hedeflerimiz yakın olur. Tarihi bir fırsat olur Lübnan’a girmeleri, bunu istiyoruz. Tabii ki aka etkileri olacak. Diyor ki, bir emniyet kuşağı oluşturduğunda vatandaşları geri dönecek zannediyor.1978’de aynısını yaptılar. 1982’den 2000’e kadar geniş bir emniyet kuşağı oluşturmuşlardı. Burada yanlış mukayese var. 1978’de ve 1982’de bizim Hizbullah kurulduktan sonra tüm direniş grupları Hizbullah, Emel ve milli direniş cephelerimiz, İslami cephe, İslami cephesi, Sünnilerin cepheleri, biz Lübnanlılar olarak Lübnan’ın içinden savaşı çıkarmayı başardık. Filistin’de operasyon yapmadık, Lübnan içinde yaptık.”ÇOK BÜYÜK KARŞILIK VERECEĞİZ”Son sözüm şudur; aka bir saldırıyla karşılaştık. Daha önceden emsali olmayan bir olaydı ve bir kısas alacağız. Onların hesap etmediği yerden kısas yapacağız. Bu yeni bir savaş. Gizli yüzleri var. Biz artık öbür bir üslupla savaşacağız. Ne zamanı ne yerini söylemiyoruz. Daha önceden duymadığınız haberleri duyacaksınız bu bölgede. Büyüklüğü ne kadar olacak? Bu hakkımızı saklıyoruz. Kendi içimizde bile fazla dar bir alanda konuşacağız bunu. Son olarak yine yüce Allah’tan rahmet istiyorum. Derecelerini ve makamlarını şehitlerimizin yükseltsin. Şehit ailelerine sabır diliyorum. Allah onlara sabırlar ihsan eylesin. Bu fedakarlıklarından ötürü Allah onlara aka mükafatlar ve yaralılara acil şifalar versin.”Haberler.com / Turan Yiğittekin – Dünya Hasan Nasrallah Güvenlik Politika İsrail Lübnan Lübnan Dünya

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP
https://haberadam.temadam.com/wp-content/uploads/2021/07/sahinbey.jpg

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.